top of page
Yazarın fotoğrafıedizzzz

Negatifi Kabul Etmek...




Bugünlerde okuduğum bir kitap bende bir farkındalık halini oluşturdu!


Şimdi size bir kitap okudum ve hayatım değişti demeyeceğim :)

Çünkü ben insan hayatının bir anda değişebileceğine inananlardan değilim! Evet, insanların başına hiç beklemedikleri bir anda hiç beklemedikleri olaylar gelebilir. Ancak hayatımız öyle başımıza bir şey geldi diye hemen değişmez. Evet, bu tür beklenmedik durumlar bir etken, tetikleyici unsur olabilirler. Ancak tek başlarına öyle birden hayatımızı alaşağı etmezler.


Neyse konumuz bu değil...


"Ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı" okuduğum kitabı. Çevremde ki bir çok insanın okuduğunu fark ettim. Ben geç kalmışım sanırım. Yada henüz zamanı değilmiş ve şimdi okuyorum :) Temel olarak iki kavramı ele almış:

1) Hayatta negatif var ve bizler negatifi yok saymaya yada hayatımızdan çıkarmak üzerine çaba sarf ettikçe daha çok mutsuz oluyoruz. Bunun yerine negatifi kabul etmeli ve bunun varlığını kabul ettikten sonra nasıl bununla başa çıkacağımıza karar vermek.


2) Bizi bu hayatta mutlu eden temel şey problem çözüyor olmamız. Mutluluğumuzun büyüklüğü ise çözdüğümüz problemin kalitesi ile orantılı! Yani asgari ücretle çalışan bir işçinin para problemi vardır ve iş adamı bir patronunda para problemi vardır. Ancak ikisi arasında ki en temel fark iş adamının daha kaliteli bir para probleminin olmasıdır!


Negatif aslında pozitifin değerini belirleyen bir varlıktır. Yani Negatif olmazsa Pozitifin hiç bir değeri olmaz. Bu nedenle Negatif olarak karşımıza çıkan durumlar ne kadar zor ise, bu durumu aştığımızda elde edeceğimiz haz duygusu o kadar büyük olacaktır. Bu nedenle mızmızlık edip içinde bulunduğumuz şartlardan şikayet etmek yerine, kendimize daha kaliteli problemler bulmalı ve onları çözmek için mücadele etmeliyiz. Daha fazla mutlu olduğumuzu göreceğiz günün sonunda.


İşte bu noktada AŞK'a bağlamak istiyorum. AŞK beni bu hayatta en mutlu eden duygu. Neyi AŞK ile yapıyorsam ve ona karşı AŞK hissediyorsam, dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Ancak bir insana duyulan AŞK için dikkatli olmak gerekiyor. Bir yanılgıyı deneyimledim ve sonuçlarına katlanıyorum. Aşık olduğunuzda doğal refleksiniz karşınızdakine her şeyinizi teslim etmek oluyor Böylelikle onu daha fazla mutlu edeceğinizi ve kendinizin de bu sayede bu AŞK şarabından daha çok içebileceğinizi düşünüyorsunuz. Ama öyle değilmiş... Siz her şeyi yapma çabası içinde iken ve karşı tarafa tüm sahip olduklarınızı altın tepside sunarken, o ise çaba sarf etmeden elde ettiği bu mutluluk hazzını zamanla yitirmeye başlıyor. Çünkü ilk kural devreye giriyor. Mutluluğumuz onun için çabamızın büyüklüğü ile orantılı. Ve sonunda sizin aşkınız, diğerinin kabusuna dönüşüyor. Amaçsızlaşıyor ve aşkınız tek kişilik bir sahneye dönüşüyor...


Bu yüzden büyük aşkınızı kaybetmek istemiyorsanız, karşı tarafında bu aşk için mücadele etmesine izin verin. Bırakın o da bu hazzı yaşasın. Her şeyleri ayaklarına sermeyin. Eğer sizde ki güzellikleri görmüş ve onları istiyorsa mücadele edecektir onları almak ve yaşamak için. Ve yol aldıkça o da mutlu olacak ve oldukça sizi daha fazla arzulayacaktır.


Bazen çok arzu ettiğimiz ellerimiz arasına gelince ne yapacağımızı şaşırır ve kontrolsüzce ona teslim oluruz. Aslında sakin olmalıyız, sabırlı olmalıyız. Tıpkı onu beklerken olduğumuz gibi!


Tekrar bir kahve içme fırsatımız olursa bunu uzun uzun konuşmak isterim. Nerde yanlış yaptığımızı, neyin değerini değersizleştirdiğimizi ve O'nu tekrar nasıl kazanabileceğimizi :)


Şimdi ki hayat sorunum bu. Oldukça kaliteli bir probleme sahibim sanırım. Aştığımda tekrar dünyanın en mutlu insanı olacağım...


Sevgiyle, hasretle...

edizzzz


30 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ruh Eşim

Comentários


bottom of page